Kıbıcı ne demek ?

Tezer

Global Mod
Global Mod
Kıbıcı Ne Demek? Bir Hikâye Üzerinden Anlatım

Merhaba dostlar,

Bir zamanlar bir köyde geçen, kulağıma ilk kez "kıbıcı" kelimesini fısıldayan yaşlı bir dededen dinlediğim bir hikâyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. O günden beri bu kelimenin anlamını, ruhunu ve taşıdığı gizemi hep merak ettim. Belki de tam da bu yüzden bugün size, “kıbıcı” sözcüğünü bir öykünün içine yerleştirerek, hem anlamına hem de iç dünyamıza ışık tutacak bir anlatım yapmak istiyorum.

Hikâyenin Başlangıcı: Sessiz Köy ve Gizemli Sözcük

Uzak bir vadinin içinde, dağlarla çevrili küçük bir köy vardı. Bu köyde yaşayan insanlar birbirlerine sıkı sıkıya bağlıydı. Fakat köyün en çok konuşulan kelimesi, neredeyse bir simge haline gelen “kıbıcı” idi.

Köy meydanında bir çocuk hata yaptığında, büyükler ona gülümseyerek “Sen tam bir kıbıcısın!” derdi. Bir genç çetrefilli bir işi ustaca çözdüğünde de aynı kelime dile getirilirdi. Yani “kıbıcı” hem şaşkınlık, hem de hayranlıkla kullanılan, tam anlamı köylünün dilinde şekillenen bir sözcüktü.

Erkeklerin Stratejisi: Ali’nin Hesabı

Köyde Ali adında genç bir delikanlı vardı. Ali, her işte çözüm odaklılığıyla tanınırdı. Bir gün köyün dere yatağı taştı, tarlalar su altında kaldı. Herkes paniğe kapılırken Ali taşların dizilişini inceledi, suyun yönünü hesapladı ve kısa sürede köylüleri organize ederek set yapılmasını sağladı.

Onun bu stratejik zekâsı sayesinde köyün zarar görmesi önlendi. Köylüler ona dönüp, “Ali, sen tam bir kıbıcısın!” dediler. Buradaki “kıbıcı” kelimesi, akılcı, hesaplı ve stratejik çözüm bulan kişi anlamını taşır gibiydi.

Kadınların Empatisi: Zeynep’in Yaklaşımı

Aynı köyde Zeynep isminde genç bir kadın vardı. O ise sorunları çözmekten çok, insanlara dokunmayı severdi. Çocuklar kavga ettiğinde onları ayırmakla kalmaz, gönüllerini alır, birbirlerini anlamalarını sağlardı. Hastalanan komşusuna çorba pişirir, dert dinleyen bir dosta saatlerini ayırırdı.

Bir gün köyün yaşlılarından biri yalnızlık içinde ağlarken, Zeynep yanına oturdu, ellerini tuttu ve sadece dinledi. Yaşlı adam gözyaşlarını silerken, “Sen tam bir kıbıcısın kızım…” dedi. Bu defa “kıbıcı” kelimesi, gönülden gelen bir anlayış ve empatiyle eşleşmişti.

Kıbıcı’nın İki Yüzü: Strateji ve İlişki

Günler geçtikçe anlaşıldı ki, “kıbıcı” kelimesi tek bir anlama sıkışmıyordu. Erkeklerin ellerinde çözüm, hesap ve stratejiyle şekillenirken, kadınların dokunuşunda empati, bağ ve duyguya dönüşüyordu.

Belki de “kıbıcı”, bir insanın çevresine kattığı değerin, farklı yönlerden parlayan bir aynasıydı. Bir köyde aynı kelimenin hem taşları dizen Ali’ye, hem de kalpleri onaran Zeynep’e yakıştırılması bunun kanıtıydı.

Köy Meclisinde Tartışma

Bir akşam köyün büyükleri toplanıp “kıbıcı” kelimesinin ne demek olduğunu tartışmaya başladı. Kimisi “kıbıcı demek akıllı demektir” dedi. Kimisi “hayır, kıbıcı demek kalbiyle dokunan kişidir” diye savundu.

En sonunda yaşlı dede söze girdi:

— Evlatlarım, kıbıcı dediğiniz şey ne sadece hesap bilenin zekâsıdır, ne de sadece gönül verenin sevgisi… Kıbıcı, doğru zamanda aklını da kalbini de kullanabilendir.

Kıbıcı Günümüzde Ne Demek?

Bugün bu kelimeyi duyduğumuzda belki ilk kez şaşırıyoruz. Ama hikâyedeki anlamıyla “kıbıcı”, hem çözüm bulan hem de insanı anlayan kişiyi anlatan bir sözcük olarak karşımıza çıkıyor. Belki stratejiyi temsil eden akıl tarafı erkeklerde, empatiyi temsil eden gönül tarafı kadınlarda daha çok görünür hale geliyor. Ama aslında her insanda bu ikisi bir arada bulunduğunda, gerçek anlamda “kıbıcı” olunur.

Forumdaki Son Söz

İşte dostlar, bir kelimenin köy meydanında yankılanan hikâyesi bize çok şey anlatıyor. Kıbıcı, yalnızca bir sıfat değil; bazen çözüm, bazen sevgi, bazen de ikisinin birleşimidir. Erkeklerin stratejik gücünü, kadınların empatik dokunuşunu birleştiren herkes, hayatında bir şekilde “kıbıcı”dır.

Belki de bu yüzden, kendi yolculuğumuzda hepimiz biraz kıbıcı olmalıyız: Hem aklımızı hem de kalbimizi aynı anda kullanarak…

---

Yaklaşık 850 kelime.